“Hocam bizim çocuk çok zeki ama şu dersin başına bir türlü oturtamıyoruz, oturmayı sevmiyor.”
“Başkalarının çocukları akıllı uslu oturuyor bizimki düz
duvara tırmanıyor.”
“Dersini yapıyor yapmasına ama defteri baştan aşağı yanlışlarla
dolu, sürekli hatalar yapıyor.”
“Derste 5 dakika durmuyor ama saatlerce bilgisayar oyununa
odaklanıyor.”
“Söylediklerimi hiiiiiç dinlemiyor, bir kulağından giriyor
diğer kulağından çıkıyor.” gibi cümleleri siz de duymuşsunuzdur. Bunları
duyduysanız Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite’yi de duymuş olmalısınız ya da
duymanız an meselesi. Aslında gelişimsel olarak normal olan hareketlilik bazen
anne-baba-öğretmenlerce Hiperaktivite olarak adlandırılabilirken, bambaşka
sebeplerden kaynaklanan dalıp gitme, ödevlerde hatalar yapma gibi davranışlar
dikkat eksikliği olarak etiketlenebiliyor. Peki gerçekte nedir dikkat eksikliği
ve Hiperaktivite bozukluğu ve de en önemlisi ne değildir?
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu bir hastalık değil,
nörogelişimsel bir bozukluktur ancak nedeni kesin olarak bilinmemektedir.
Genetik materyalimizin ve çevrenin etkisi olduğu tahmin edilmektedir.
DSM-5 ‘e göre;
- · Çoğunlukla ayrıntılara özen göstermezler. Derste, işte ya da başka etkinlikler sırasında dikkatsizce yanlışlar yaparlar. Ayrıntıları gözden kaçırır, atlamalar yapar hatta bazen komple yanlış bir işi yapıyor olabilirler.
- · İş yaparken ya da oyun oynarken çoğu zaman dikkatini sürdürmekte güçlük çekerler. Ders dinlerken, uzun konuşmalarda veya okumalarda odaklanamazlar. Dersten derse, oyundan oyuna atlayabilirler bu yüzden.
- · Doğrudan kendisine doğru konuşulurken çoğunlukla dinlemiyor gibi görünürler. Aklı başka bir yerdeymiş gibi davranırlar.
- · Verilen yönergeleri izleyemezler, sıraları karıştırırlar. Okulda verilen görevleri, sıradan günlük işleri ya da sorumluluklarını tamamlayamazlar. İşe başlayabilirler ancak dikkatleri hızlı bir şekilde dağılır.
- · Yapacağı işleri düzene koymakta güçlük çekerler. Kişisel eşyalarını düzenli tutmakta zorlanır. Dağınık ve düzensiz çalışırlar. Zaman yönetimleri kötüdür. Zaman sınırlarına uyamazlar. Etkinlikleri vaktinde bitiremezler.
- · Sürekli zihinsel bir çaba gerektiren işlerden kaçınırlar. Bu tür işleri sevmez ya da bu tür işlere girmek istemezler. Okulda verilen ödevler gibi…
- · Sahip olduğu eşyaları sık sık kaybederler. Okul eşyaları, kalemi, defteri gibi….
- · Dikkati dış uyaranlara karşı çok hassastır, kolaylıkla dağılır.
- · Günlük etkinliklerinde unutkanlardır. Okulda verilen ödevleri sürekli unutabilirler, ailesine iletimesi istenen mesajı hatırlamazlar.
Aşırı Hareketlilik ve Dürtüsellik: Gelişimsel düzeye uygun
olmayan, sosyal ve akademik hayatla ilgili etkinlikleri doğrudan olumsuz
etkileyen ve aşağıdaki belirtilerden en az 6 tanesinin en az 6 ay sürdüğü
bozukluktur.
- · Sürekli kıpırdanırlar, ellerini ayaklarını vurur ya da oturduğu yerde kıvranırlar.
- · Oturmasının beklendiği durumlarda oturduğu yerden kalkarlar. Örneğin derste sırada oturması gerekirken sürekli bir şeyleri bahane ederek sınıf içinde gezebilirler. Sabit olarak kalmak onlar için çok zordur.
- · Uygunsuz yerlerde ortalıkta koşturur dururlar, bir yerlere tırmanırlar.
- · Boş zaman etkinliklerine sessiz bir biçimde katılamazlar ya da sessiz bir biçimde oyun oynayamazlar. Gürültülüdürler.
- · Her an hareket halindelerdir. Uzun bir süre sessiz-sakin kalamazlar ya da böyle durmaktan rahatsız olurlar. Yaş ilerledikçe bu rahatsızlık bir iç huzursuzluğuna dönebilir.
- · Aşırı konuşurlar. Derslerde susturmak zor olabilir. Konudan konuya atlarlar.
- · Sorulan soruları tamamlanmadan yanıtını yapıştırır, insanların cümlelerini tamamlarlar. Konuşma sırasında sırasını bekleyemezler. Başkalarının sözlerini keserler ya da araya girerler. Oyunların ve etkinliklerin de arasına girebilirler. Etkinliklerde başkalarının arasına girip onların yaptıklarını yapabilirler.
- · Genel olarak sıra beklemeyle ilgili problem yaşarlar, bekleyemezler.
- · Sormadan ya da izin almadan başkalarının eşyalarını kullanmaya başlayabilirler.
Yukarıda
yazdığım belirtiler karşıt olmanın, düşmancıl bir tutumun ya da yönergeleri
anlayamamanın verdiği bir dışavurumu olmamalıdır. 12 yaşından önce birkaç
dikkatsizlik ya da aşırı hareketlilik – dürtüsellik belirtisi olmuştur. Bu
birkaç dikkatsizlik ya da aşırı hareketlilik – dürtüsellik belirtisi iki ya da
daha çok ortamda vardır. Sadece okulda ya da sadece evde gözlemleniyorsa başka
bir problemden kaynaklanan bir savunma olabilir. Ayrıca bu belirtiler mutlaka
çocuğun işlevselliğini bozmalıdır.
Bu belirtilere baktıktan sonra ciddi şüpheleriniz varsa bir
uzmanla görüşmeniz iyi olacaktır. Aile ve çocukla görüşmeden, ebeveyn ve
öğretmene ölçekler uygulanmadan, nörolojik ve psikolojik testler yapılmadan
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite tanısı koymak doğru değildir.
TEDAVİ
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nun tedavisinde
çok yönlü bir yöntem kullanılmaktadır. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite
Bozukluğu’nun düzeyine göre;
Ø
Tıbbi tedaviye başlanmalıdır. Doktorun önerdiği
ilaç önerdiği dozda düzenli olarak kullanılmalıdır.
Ø
Aile eğitimi verilmelidir. Dikkat eksikliği ve
hiperaktivite aileleri ciddi anlamda zorlayan bir bozukluktur. Bu bozukluğu tedavi
edebilmek için ailenin güçlü olması gerekmektedir. Çocuğa karşı sabırlı,
anlayışlı davranılmalıdır. Olumlu davranışlar mutlaka takdir edilmelidir. Çünkü
Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu olan çocukların kısa aralıklarla
pekiştirilmeye, motive edilmeye ihtiyaçları çok fazladır. Bu sayede dikkatleri
daha canlı kalabilir. Bu durumun önemini anlamak için aslında çocuğunuza
bakmanız yeterlidir. Bu çocuklar bilgisayar oyunlarında dikkatlerini uzun süre
koruyup bilgisayar başında hareketsiz vakit geçirebilirken ödev yaparken bunu
uygulamakta zorlanırlar. Sebebi işte tam da budur. Bilgisayar oyunu onu motive
eden ödüllerle doludur. Ancak ödev yaptığında onu uyaran bir ödül yoktur. Aile
pekiştirmeyi ne kadar sık yaparsa bu açıdan çocuk daha çok fayda görecektir.
Cezadan uzak durulması çok önemlidir. Ceza olumlu anlamda hiçbir davranış
değişikliği sağlamayacaktır. Bilakis olumsuz davranışlar oluşturmasına sebep
olabilir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivitesi olan çocuklarda duygu regülasyon
kapasitesi de düşüktür. Bu sebeple yoğun duyguların ortaya çıktığı durumda
ailenin sakin kalabilmesi ve çocuğu sakinleştirebilmesi çok önemlidir. Aile bu
konuda yaşadığı güçlükler için mutlaka bir uzmandan destek almalıdır.
Ø
Psikolojik destek alınmalıdır. Özellikle bu gibi
durumlarda oyun terapisinin çok etkili olduğu gözlemlenmiştir. Hatta bazı oyun
terapisi ekolleri dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunu kabul etmez ve
duygu regülasyon problemi olarak değerlendirirler. Bu sebeple tedavi de bu
yönde olur. Çocuk duygularını düzenlemeyi öğrendiğinde tedavi de olmuş olur.
Bunu öğrenmesi oyun odasında, oyun terapisti eşliğinde mümkündür. Yaşı oyun terapisi için uygun olmayan
çocuklarda ise bilişsel-davranışçı terapiler oldukça etkilidir.
Ø
Özel eğitim programı uygulanmadır.
Uzman Psikolog – Psikolojik Danışman Ebru YURDALAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder